Haber

Esad’ın dönüşü: Suriye’nin Arap Birliği’ne yeniden girmesi neyi değiştirir?

2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş binlerce can aldı, şehirler yerle bir oldu. Suriye fiilen ülke olarak bölünmüş olsa da bölgede başlayan normalleşme süreçleri Suriye’ye de olumlu yansıdı. Birleşik Arap Emirlikleriile ilişkilerin normalleştirilmesi Suriye, son zamanlarda Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan ileda bu yoldadır.

Son olarak, İngiliz haber ajansı, Suudi Arabistan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Arap Birliği zirvesine katıldı Davet etmeyi planladığını yazdı. ” sözünün kaynağı Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, önümüzdeki haftalarda Şam’a giderek 19 Mayıs’ta yapılması planlanan zirve için Esad’ı resmi davette bulunacak.söz konusu.

Argüman oluşursa ve Esad2011’den beri üyeliği askıya alınanlar bu zirveye katılırsa Suriye’ninBölgesel normalleşmede en büyük adım atılacak.

Arap Ligi, 22 Arap ülkesi (Suriye dahil)Üyesi olduğu uluslararası bir kuruluş olarak Arap dünyasının en değerli kurumlarının ortasında yer almaktadır.

Birlik; Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan ve Suriye22 Mart 1945’te eyaletler. Kahire’dekurulmuş ve halen merkezi olan Kahire’devar.

‘Arap Baharı’nın bölgede yarattığı istikrarsızlığı sona erdirme arayışı var’

Peki üyeliği askıya alınan Suriye’yi Arap Birliği’ne geri getiren etkenler nelerdi ve Suriye’nin dönüşünde neler değişecekti?

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nden (ORSAM) Oytun Orhan, Sputnik’eyaptığı değerlendirmede, “İç savaşın ardından Arap Birliği’ndeki koltuğunu kaybeden Esed, koltuğunu korumayı başardığı bir bölgede artık bir gerçeklik olarak kabul edilmiş görünüyor”dedi ki:

Esad’ın Suriye’nin geleceğinde kalıcı olduğu artık kabul ediliyor. Bu durum bölge ülkelerinin Suriye politikalarını yeniden gözden geçirmelerine neden olmuştur. Öte yandan bölgede bir normalleşme süreci yaşanıyor. Uzun yıllar boyunca bölge ülkeleri, farklı alanlarda vekil güçler üzerinden çatışma veya rekabet içinde olmuşlardır. Ancak bölge genelinde bir yumuşama eğilimi var ve Arap Baharı’nın yarattığı istikrarsızlığa bir son verme arayışı var. Bunun bir yansıması olarak Körfez ülkelerinin Suriye ile ilişki kurma arayışları ve istekleri ön plana çıktı. Her zamanki gibi bölgede İran ve Türkiye’yi dengeleme arayışı var. Çünkü Körfez ülkeleri Suriye’deki gelişmelerden tamamen dışlanmış ve etkilerini kaybetmişlerdir. Suriye sahasında İran, Türkiye ve Rusya’nın etkisi ön plana çıktı. Dolayısıyla normalleşme, Suriye’ye dönüşleri için en uygun seçenek gibi görünüyor. Diğer bir etken ise ABD’nin bölgeden çekilme süreci olarak sayılabilir. Bütün bunlar bölge ülkelerini kendi bağımsız dış politikalarını geliştirme arayışlarına yöneltmiştir. Öte yandan, Rusya ve Çin’in Ortadoğu’da yeniden artan nüfuzu, bu ülkelerin Suriye’ye olan ilgilerini yeniden gözden geçirmelerine neden oldu.

ABD’nin bölge ülkeleri üzerindeki Suriye karşıtı baskısında bir değişiklik olmadığının altını çizen Orhan, şöyle konuştu: Ancak bu ülkeler artık ABD’den daha bağımsız ve bölge gerçeklerine uygun politikalar uygulamaya çalışıyor. Bu anlamda hem Suudi Arabistan hem de Mısır uzun süredir Esad ile normalleşme sinyali veren adımlar atıyor.”ekledi.

İsrail yalnız mı?

Bölgenin bir diğer değerli gücü ise İsrail . Suriye topraklarına sık sık hava operasyonları gerçekleştiren İsrail artık bu konuda rahat olmayacak gibi görünüyor. İran-Suudi Arabistannormalleşme üzerine suriyeli arapdünya ile ilişkilerini düzeltme saldırısını yorumlayan Oytun Orhan,söz konusu:

“İsrail’in Suriye’deki temel kaygısı İran’ın nüfuzu ve varlığı ve çaba çerçevesinde ve fiilen Suriye’ye düzenli olarak müdahale ediyor. Suudi Arabistan ile İran arasında bir yumuşama sağlanmış olsa da Suudi Arabistan, İran’ın etkisiyle çaba göstermeye hâlâ istekli. Bundan dolayı siyasi olarak buna doğal bir zemin veremese de İran’ın Suriye’deki nüfuzunu İsrail üzerinden dengelemek Körfez ülkelerinin çıkarınadır. Ancak, her zamanki Suriye’nin artık Arap Ligi’ndeki yerini almasıyla, Arap ülkeleri ortak bir tavır almak zorunda kalacak. Bu, İsrail’in egemenlik alanındaki alışılagelmiş ihlallerini ve Arap ülke ve bölgelerine yönelik saldırılarını içerecektir. Bu durum İsrail’in elini biraz zayıflatabilir. Esad’ın Arap dünyasının gücünü diplomatik olarak arkasına alması da etkili olacaktır. Özetle, Esad’ın Arap Ligi’ne geri dönmesi ihtimali, bölgesel tanınma ve meşruiyet kazanması açısından çok kritik bir hedef olacaktır. Bu da Esad’la başı belada olan diğer ülkelerin politikalarının yeniden gözden geçirilmesine yol açabilir” dedi.

Arap Birliği’ne dönüş Türkiye’nin politikalarını nasıl etkiler?

Arap Birliği geçmişte Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonlarını eleştirmişti. Bu da Arap ülkeleri ile Türkiye’yi karşı karşıya getirdi. Peki, Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü Türkiye’nin güney komşusuyla ilgili politikalarını nasıl etkiler? ankara, Şam ile NormalleşmeSüreç geç mi kaldı? Orhan’ınformdaki yorumlar:

“Türkiye’yi Şam ile normalleşmeye iten neydi? Suriyeli mültecilerin dönüşü vb. endişeler vardı. Ama bunun dışında Esad’ın bölgede tanınma açısından elde ettiği başarılar, tırnak içinde Arap Ligi’ne dönme ihtimali de vardı. Bütün bunlar Türkiye’nin Şam’la biraz daha hızlı temas kurmasına veya bu süreci hızlandırmasına neden oldu. Çünkü Türkiye’nin diplomatik izolasyonunu kıran Şam’la müzakere etmesi ya da müzakere masasında isteklerini gerçekleştirmesi biraz daha zor olacak. Bunun dışında Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığı ve bu askeri varlığının geri çekilmesi konusunda Arap Birliği’nin desteğini Esad’ın arkasına alacaktır. Yeni operasyonlar konusunda yine Arap ülkeleri ve Arap kamuoyunun baskısıyla karşı karşıya kalacak.”

“Türkiye sadece Suriye’de değil Libya’da da aynı baskıya maruz kalıyor”

“Bütün bunlar elbette Türkiye’nin öne geçmesine neden oldu. Ancak motamot İsrail örneğinde de söylediğim gibi Türkiye bu konuda daha geniş ve yaygın bir eleştiriye maruz kalsa da bu durum Türkiye’nin PKK ile olan çabalarından geri adım atmasına neden olmayacaktır. Türkiye, sadece Suriye’de değil, Libya’da da askerlerini çekmesi için aynı baskı altında. Arap Birliği’nin de desteğiyle Mısır, Türkiye’nin Libya’daki askerlerini çekmesi için baskı görüyor. Dolayısıyla Suriye’de de benzer bir durumun olacağını düşünüyorum. Bu nedenle, bu durumun olağan Türkiye’yi Suriye ile anlaşmaya ittiğini ve Türkiye’yi böylesi bir diplomatik baskı ortamında Şam ile kendi çözümünü aramaya ittiğini düşünüyorum. Ama elbette asıl sebep sadece Esad’ın normalleşmesi değil, Türkiye’nin PKK ile çabalarında Şam ile işbirliğinden elde edebileceği faydalar da var. Suriye’de siyasi çözüm ihtiyacı, Türkiye’nin bu konudaki arzusu ve Batı’nın PKK’yı güçlendirmeye devam etmesi de Türkiye’yi masaya getirdi.”

haber-selim.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu